TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI İLE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE ORTAK YÖNETİM MODELİ PROTOKOLÜ İMZALANDI  
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI İLE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE ORTAK YÖNETİM MODELİ PROTOKOLÜ İMZALANDI

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI İLE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE ORTAK YÖNETİM MODELİ PROTOKOLÜ İMZALANDI

Millî Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında Tarım Alanı Bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Ortak Yönetim Modeli Protokolü imzalandı.   

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Tarım Alanı Bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Ortak Yönetim Modeli Protokolü'nü imzaladı.
 
Protokolün imza töreni öncesinde bir konuşma yapan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, mesleki eğitimin iş gücü piyasası için en duyarlı eğitimlerden biri olduğunu belirtti. 
 
Bakan Özer, mesleki eğitimde alana doğrudan insan kaynağı yetiştirildiğini belirterek şunları söyledi:
 
"Millî Eğitim Bakanlığı olarak mesleki eğitimi güçlendirmek için yapmış olduğumuz en önemli paradigma değişikliği iş gücü piyasasının temsilcilerini eğitim süreçlerinin tamamına dâhil etmek oldu. Biliyorsunuz 1999'daki kat sayı uygulamasından sonra mesleki eğitim bu ülkede çok ciddi travmalar yaşadı. İş gücü piyasası çok büyük maliyetler ödedi ve 'aradığım elemanı bulamıyorum.' retoriği çok sıklıkla iş gücü piyasası temsilcileri tarafından dile getirildi. Yani bir yanlış eğitim politikasının bir ülkeye ne kadar büyük maliyet üretebileceğini biz katsayı uygulamasında gördük. Sadece iş gücü piyasası bu maliyeti ödemedi, okullar arası başarı farkında ciddi bir maliyet ödendi. Aynı zamanda sosyolojik olarak da farklı maliyetler ödemesine neden oldu. İşte hükûmetlerimiz, Bakanlığımız, kat sayı uygulamasını kaldırdıktan sonra mesleki eğitimi güçlendirmek için çok büyük çaba sarf etti. Çok büyük projeler üretti."
 
Millî Eğitim Bakanlığının 2012 yılından itibaren mesleki eğitimi güçlendirmek için çok büyük çaba sarf ettiğini belirten Bakan Özer, bu anlamda en önemli atılımın iş gücü piyasası temsilcilerinin süreçlerin tamamına dâhil edilmesi olduğunu kaydetti. Artık mesleki eğitim verilen tüm alanlarda müfredatın güncellenmesi, öğretmenlerin mesleki ve işbaşı eğitimlerinin planlanması, öğrencilere burs verilmesi, istihdamda öncelik sağlanması gibi başlıklarda iş gücü piyasasının güçlü temsilcileriyle birlikte sürecin yönetildiğini aktaran Özer, şöyle devam etti: 
 
"Artık mesleki eğitim sorunlarıyla konuşulan bir eğitim türü olmaktan çıkıp ülkenin geleceğine ışık tutan; insanlarımıza, toplumumuza umut veren bir eğitim türüne dönüştü. Artık mesleki eğitim üretim kapasitesiyle konuşuluyor. Mesleki eğitim okullarımızdaki üretim kapasitesi o kadar arttı ki 200 milyonluk bantlardan tüm meslek eğitim okullarında 2021 yılında 1 milyar 162 milyonluk üretim kapasitesiyle süreci tamamladı. Kovid salgınındaki süreci hatırlayın. Ülkelerin maske bulamadığı dezenfektan bulamadığı solunum cihazı bulamadığı bir ortamda mesleki eğitim üretim kapasitesini dönüştürerek üretim portföyünü çeşitlendirerek hızlı bir şekilde maske ve dezenfektan üretti. Solunum cihazı üretti. Hızlı antijen kiti üretti. Maske makinesi üretti. Artık mesleki eğitim yurt dışına ihracat yapan bir okul türüne dönüştü. Mesleki eğitim; fikrî mülkiyet kapsamında bağlamında patent üreten faydalı model, marka tasarım tescili alan bir okul türüne dönüştü. Şu anda mesleki eğitim okullarımızda 54 tane AR-GE merkezimiz var. Yani bir taraftan eğitim devam ederken diğer taraftan inovatif yaklaşımlar, mevcut ürünleri geliştirme ülkenin ekonomisine katma değeri yüksek katkı sunabilmeyle ilgili kapasiteleri sürekli geliştirmeye çalışıyoruz."
 
"Tarım alanında yeni bir başlangıç yapacağız"
Ülkenin refahı, kalkınması, genç işsizlik oranını düşürmesi ve toplumuyla müreffeh bir şekilde bir geleceğe umutla bakabilmesi için mesleki eğitimin çok daha güçlenmesine ihtiyaç olduğunu belirten Özer, yeni bir başlangıç için Tarım ve Orman Bakanlığı ile bir arada olduklarını söyledi. Bakan Özer, iki bakanlığın ortak yönetim modelini şu sözlerle anlattı:
 
"Müfredatı gelişen, güncellenen teknolojiye göre revize edeceğiz. Öğrencilerimizin işletmedeki beceri eğitimlerini birlikte planlayacağız. Öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini Tarım ve Orman Bakanlığımızın imkânlarından yararlanarak yani el ele vererek yöneteceğiz. Bu yeni yaklaşımla ben inanıyorum ki özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin, kuraklığın, gıda tedarik zincirlerindeki problemlerin giderek ön plana çıkarttığı tarım alanında yeni bir başlangıç yapacağız."
 
Tarım ve Orman Bakanlığı ile bir başka iş birliğinin daha yürütüldüğünü anımsatan Özer, köy okullarını yeniden hayata geçirme, köy yaşam merkezlerinde insanların nitelikli zaman geçirmesiyle ilgili mekanizmaları tesis etmek için çalıştıklarını söyledi. Özer köylerdeki vatandaşların ihtiyaç duyduğu her türlü eğitimi yerinde verecek farklı mekanizmalar üreten projeyi yakın zamanda kamuoyuyla paylaşabilme imkânları olacağını dile getirdi. 
 
Protokolün hayırlara vesile olmasını dileyen Bakan Özer, çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür etti. 
 
"Tarım sektörünün ara eleman ihtiyacı karşılanacak"
İmza töreninde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ise katsayı problemiyle üniversitelerin önünde yığılmalar olduğunu ifade ederek "Bu da 'tek yol üniversitede okumak' gibi bir sonucu beraberinde getiriyor. Bunun sürdürülebilir olmadığını süreç içinde hep beraber gördük. Ara elamana ihtiyaç duyan sektörler bunun eksikliğini, acısını ziyadesiyle hissetti." diye konuştu.
 
Tarım ve Orman Bakanlığının son yapacakları alımla 150 bin kişiden oluşan Türkiye'nin en büyük 5. bakanlığı olduğunu belirten Kirişci, iki bakanlığın imzalanan protokolle önemli bir iş birliği iradesini ortaya koyduklarına dikkati çekti.
 
Eğitimi her zaman desteklediklerinin altını çizen Kirişci, "Bu çerçevede oluşturulacak iş birliği sonrası bu okullarda yetiştirilecek kardeşlerimiz, ara eleman ihtiyacımızı ziyadesiyle karşılayacaktır." dedi.
 
Kirişci, köylerin yeniden cazibe ve yaşam merkezleri hâline getirilmesi hususunda çalışmaları tamamlayarak bunu hayata geçirmeyi sabırsızlıkla beklediklerini ifade etti ve sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Hayat aslında kırsalda... Biraz modernite adına kırsalı terk etmeyi marifet zannettik. Bunu zanneden ülkeler arasına bizler de dâhil olduk. Kırsalı terk ederek kentlerin etrafında varoşlar oluşturduk. Sahip olduğumuz değerlerimizi büyükşehirlerin koşuşturması içerisinde kaybettik. Kırsala dönüş ve kırsalda yeniden yaşam, bizim çok üzerinde durduğumuz bir husus. Buna ilişkin çok sayıda projemiz var. Bu çalışmalarla kırsal kalkınmayı desteklediğimizi iletmek isterim."
 
Konuşmaların ardından protokolü imzalayan Bakanlar, öğrencilerle toplu fotoğraf çektirdiler.

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.